13 Ekim 2014 Pazartesi

Ruhuma açılan bir kapı keşfettim : KARAKALEM


Kendimizi bildik bileli hep şunu duyarız: "Yetenek dediğin doğuştan gelecek arkadaş". Belki çoğu insan bu anlamda oldukça şanslı diye düşünürüz. Doğuştan sesleri güzeldir, oyunculuk kabiliyeti vardır, futbol yeteneği vardır, boyu uzundur manken olur veya basketçilik için bulunmaz oyuncudur, genlerinin taşıdığı özellikler doğrultusunda sayabileceğimiz daha bir sürü şey...

Bazıları da vardır ki sosyal konumu ve maddi şartları öyle yüksektir ki, olmasa da bir yetenek yaratmaya zorlar kişiyi ve başarır da doğrusu. Gel gelelim bazıları da vardır ki ölesiye "inanır"evet yanlış duymadınız sadece inanır. Sizlere belki herkesin bildiği ama benim tecrübe ettiğim bir sır vereyim mi?
İnanmak ve yeterince istemek sahip olunabilecek en büyük yetenektir. Buna sahip olan kimselerin önünde durabilecek her engel er yada geç aşılır ve hedefe ulaşılır.Ben hangisi miyim?
Tahmin edeceğiniz üzere inananlardan...
Önce bir yeteneğim olduğuna inanmayı seçtim sonra da defalarca yılmadan denemeyi. Bu aşamaları başka bir yazımda ayrıntılarıyla anlatacağım. Ruhumda aydınlık yaratacak olan keşfim Karakalem merakımla başladı ve sonra keşfe çıktım.

Bu çizimler de bazı örnekleri. İnanmak başarmanın yarısı diye klasik bir söz vardır. Ben yolu yarılayalı çok oldu. Artık yoğunlaşma vakti :)

2 yorum:

  1. Ellerine saglik canim.Inanmak guzel kesinlikle.Ama calismalarinin devamini bekliyoruz:)

    YanıtlaSil
  2. Yeni çalışmalarım yolda canım son rütuşları yapiyorum yakında yayına hazır olacak :)

    YanıtlaSil