22 Aralık 2016 Perşembe

Sarılalım Sımsıkı!

Ne demiştik en son?
Ben gezmelere çıkacaktım da, eğlenecektim de, buralarda size anlatacaktım da falandı da filandı...
Milletçe yediğimiz her lokma, peşi sıra patlayan bombalar ve yitirilen canlarla boğazımıza düğüm düğüm olmadı mı?
Ne içime sindi, ne içim çekti. Çıkmadım, çıkamadım!
Minik kelebeğim, güzel kızım Eylem Naz'ımla bol bol oynamak ve sıkı sıkı sarılıp kokusunu taa içime çekmek daha iyi geldi. Sevgi iyileştiriyor. En sevdiklerine sarılmak her derdin ilacı hakikaten.

Sorgularken beynimizin yandığı, kabak gibi ortada olan gerçeklere müdahale edemeden her şeyin oldu bittiye getirilmesi ve dönen kirli çarkların ortasında bir HAYAT değil de kelle sayısından ibaret olmak koyuyor insana...
Aynaya bakamaz olmuşken, korktuğumu hissetmesin diye evlatlarımızın da gözlerine bakamadığımız zor günlerden geçiyoruz. Daha fazla kan, gözyaşı, çaresizlik, ölüm olmadan bit artık ulan 2016 bit de bi git yahu!
Sen de bir an evvel ihtiyacımız olan umut ve güzel günlerle dolu olarak gel 2017 gel be yahu!
İhtiyacımız var umutla, coşkuyla, güzel sözlerle, gülen gözlerle birbirimize bakmaya...
İhtiyacımız var yaralarımızı sarmaya...
İhtiyacımız var olan gücümüzle "geçecek" diyerek umutla birbirimize sarılmaya ve güzel günlerin vaadiyle yeni güne uyanmaya...
Her gün, her saat, her dakika, her an... Daha sıkı sarılalım hayatımıza, sevdiklerimize...
Sarılalım sevgiliye,
evlada,
anne babaya,
kardeşe,
eşe dosta...
Sevelim tüm açlığımızla... Tüm dünyayı saracakmış gibi sevgimiz. Hiç zulüm kalmayacak gibi coşkuyla sevelim. Üşüyen çocukları örtecekmiş gibi, ağlayan anaları dindirecekmiş gibi, dökülen kanları silecekmiş gibi...
Olur ya belki yeniden kurtarırız dünyayı, insanlığı...
Çünkü sevmekle başlayacak yine tüm güzellikler...

2 yorum: